3 Temmuz 2018 Salı

UZUNKÖPRÜ'DE II.MURAT (Muradiye) CAMİİ

UZUNKÖPRÜ'DE II.MURAT (Muradiye) CAMİİ

     Günümüzde Muradiye camisi adı ile anılan cami, yeni kurulan. Ergene kentinde Sultan II.Murat tarafından köprü ile beraber 1443 yılında yapılmıştır.
     Osmanlı sultanlarının yaptığı camilere selatin camisi denir. Muradiye camisi de bir selatin camisidir. Osmanlı tarihleri ve Edirne vilayeti salnamelerine göre cami beş yüz kişiyi alacak büyüklüktedir.

    



     Muradiye camisinin ilk yapımında kubbeli olduğununa dair minyatür resimler bulunduğu da belirtilmektedir.
     Caminin ön, arka ve yan saçak örtüleri düz çatı olarak yapılmıştır. Sağ ön köşede kesme taştan yapılmış tek şerefeli bir minaresi vardır.
     Zaman aşımı nedeniyle pek yıkkın duruma gelen camiyi 1621 yılında II.Osman yeniden onartmış, duvarları kendi moloz taşları ile yapılmıştır. Caminin ilk kuruluşundaki durumunu belirten minyatür resimde bahsedilen ortasındaki kubbe bölümü bütünü ile değiştirilmiş, çatı beşik örtü durumuna getirilmiş ve   kurşunla kaplanmıştır.
     22x19 m. boyutunda, dikdörtgen biçimindeki caminin, bu boyutlara göre duvardan pek alçaktır. Yüksekliği 5.70 metredir. 
     Caminin önünde 3.80 X 22.20 metre boyutunda bir sundurması vardır. Sundurmanın çatısı on iki ahşap direk üzerine basmaktadır. Daha sonraki onarımlarda sundurmanın direkleri kaldırılmış, yerine duvar örülmüştür.
      Caminin çatısı duvarlar ve iki sütun üzerine oturtulmuştur. Osmanlı dönemi camilerinde yapılmış, dikdörtgen beşik örtülü camilerinin en büyüğüdür. Caminin içinde on iki ahşap direk üzerine oturtulmuş bir harimi vardır.
     Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Murat Devri yapıtında Uzunköprü II.Murat camisinin mihrabı güneyden doğuya 30 derecedir. Oysa Uzunköprü'de caminin kıblesi 34.5 derece olması gerekir diye saptamıştır.
     Caminin avlusu ve güneyinde haziresi (mezarlığı) bulunmaktadır. Bu mezarlıklarda Uzunköprü'nün ünlü kişileri gömülüdür. Caminin sol ilerisinde imarete ait aşhane ve medrese bulunmaktaydı. Caminin üç kapısı vardır. Sundurmadan geçen ön giriş kapısı, batı kapısı ve kadınlar kapısı denilen doğu kapısıdır.
     Avlusunda da üç kapısı vardır. İkisi batıda biri de doğudadır. Batı üst kapısı üzerinde, Ergene medresesi müderrislerinde Enisü'l-Müsamirin adlı Edirne tarihini yazan Abdurrahman Hibrinin yazmış olduğu Mermer yazıt vardır. Yazıtta, Camiyi II.Murad'ın 1443 yılında yaptırdığı ve II. Osman'ın 1621 yılında onarttığı yazılıdır.





KAYNAKÇA: 

http://www.uzunkoprutarihi.com/index.php/uzunkopru-yasamdan-kesitler/uzunkoprunun-eski-camileri

EDİRNE EVLERİ



EDİRNE EVLERİ

Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Odalardan kıbleye dönük olanı namaz odası olarak ayrılırdı. Dolaplarda, tatlı, şeker, şerbet ve şurup dağıtılmasına yarayan şık kaplar, bardaklar, tabaklar, şık havlular, örtüler, le- ğen ve ibriklerin en kıymetlileri saklanırdı. Misafir odalarının duvarları boyunca yapılmış "sıra" denen raflar üzerine odayı süslemek amacıyla kıymetli çini ve porselen tabaklar, kaseler ve sürahiler konurdu. Katlı raf denilen hücrelere de değerli kaseler, gülapdanlıklar ve çiçeklikler yerleştirilirdi.
Kalınca yapılmış duvarların içine yerleştirilen veya odanın arkasında bir kümbet şeklinde dışarı çıkarılan ocaklar en sağlıklı ısınma aracıydı.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafında en küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde "hayat" denilen bölümler vardır. Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak,  tahta sedirlerle çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu. Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek küçük kapı bulunurdu.        







KAYNAKÇA:



EDİRNE'NİN TARİHÇESİ ve GENEL BİLGİLER



 EDİRNE'NİN TARİHÇESİ ve GENEL BİLGİLER



Edirne tarihi bir kent olup tarih boyunca da önem ve değerini korumuştur. Edirne ilk çağlarda Orta Asya’dan göç edip buraya yerleşen Traklar tarafından kurulmuştur. Sonradan Büyük İskender buraları Makedonya İmparatorluğunun uçsuz bucaksız sınırları içine katmıştır. Daha sonra Romalıların hakim olduğu bu topraklar 395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla Doğu Bizans’ın payına düşmüştür. 

Roma İmparatorlarından II.Hadrianus tarafından yeniden kurulmuşcasına imar edilen kent, onun adına izafeten (Hadrianapolis) adıyla anılmıştır. Bulgar Türkleri ise 914 yılında kenti ele geçirmeyi başarmışlardır. Daha sonra tekrar Bizans'a geçen, 1050 ve 1078 yıllarında Peçenek Türkleri tarafından ikinci kez kuşatılan bu kent nihayet 1361 yılında I. Sultan Murat tarafından fetih edilerek, Osmanlı İmparatorluğunun taht (baş) şehri olmuş ve 1453 yılında İstanbul fethedilinceye kadar 92 yıl payitaht (başkent) olarak kalmıştır. Bu yıllar içinde de tarihinin en görkemli günlerini yaşamıştır.

Bugün yurdumuzun kara yoluyla Avrupa’ya açılan sınır kapılarına sahip Edirne şehri, 25 Kasım 1922 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır.


NÜFUSU

Edirne 2016 yılı itibariyle (158400) nüfusu ile Trakya'nın İstanbul'dan sonra ikinci büyük kentidir. İlin toplam nüfusu ise (406791)dir. Kent nüfusumuzun gösterdiği seyir, Edirne'nin tarihsel, sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda yaşadığı gelişmelere sıkı sıkıya bağlıdır. Osmanlı Döneminde başkent iken imparatorluğun en büyük kenti olan Edirne'de nüfus hareketleri düzensiz bir seyir takip etmiştir. İl Merkezinin yıllık nüfus artış hızı Binde 15.32'dir. Edirne'nin toplam nüfusu ise 1997 yılı sayımına göre artmış olup yıllık nüfus artış hızı Binde eksi 0.49'dir. İl ve İlçe merkezlerinin yıllık nüfus artış hızı ise Binde 9.29, köylerin yıllık nüfus artış hızı ise binde eksi 12.30'dur.

COĞRAFİ YAPISI
TÜRKİYE HARİTASINDA EDİRNE'NİN KONUMU
Edirne yurdumuzun kuzey batısında olup 41 40 kuzey paraleli, 26 34 doğu meridyenleri arasında yer almaktadır. Kuzeyinde Istranca Dağları, orta bölümünde Ergene Havzası, güneyinde dağ ve platolar ile Meriç Deltası bulunur.

Edirne’de bulunan nehirler içinde en büyüğü Meriç nehridir. Yunanistan ile sınır oluşturan nehrin Türk toprakları ve sınır boyunca uzunluğu 187 kilometredir. Karaağaç üçgeni içinde Türk toprakları içinden geçen kısmı yaklaşık 13 kilometredir.Edirne’de Meriç nehri dışında  Tunca, Arda ve Ergene nehirleri yer almaktadır. Bunlardan toplam uzunluğu 56 kilometre olan Tunca nehrinin 12 kilometrelik bölümü Bulgaristan ile sınır oluşturmaktadır.

İKLİMİ
 
KIŞ MEVSİMİNDE EDİRNE
Edirne’de koyu bir kara iklimi hüküm sürmektedir. Kış ayları çok soğuk ve uzun, yaz ayları ise sıcak geçmektedir. Yağmur en fazla ilkbaharda yağmaktadır. Yıllık yağış ortalaması 452, 95 kg/m2’dir. Sıcaklığın en çok olduğu aylar Temmuz ve Ağustos’tur. En soğuk aylar ise Ocak ve Şubat’tır.









SINIR KAPILARI
KAPIKULE SINIR KAPISI


Edirne, ülkemizin Avrupa’ya kara ve demir yolu ile bağlantısını sağlayan 5 sınır kapısına sahiptir. Kapıkule sınır kapısı, ülkemizin en büyük kara ve demir yolu sınır kapısıdır. Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya açılan Kapıkule haricinde, Yunanistan ile Türkiye’yi birleştiren İpsala ve Pazarkule sınır kapıları mevcuttur. Ayrıca Uzunköprü’den yine Yunanistan’a giden demir yolu sınır kapısı mevcuttur.
 
EĞİTİM

Edirne, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir eğitim ve kültür merkeziydi. Cumhuriyet döneminde Edirne’de eğitim konusunda hızlı bir gelişme göstermiş olup, şu anda okur-yazar oranı son yıllarda % 99’a ulaşmıştır. Edirne’de Okulu olmayan köy bulunmamaktadır. Kentte bir üniversite haricinde 180 ilköğretim okulu, 20 lise, 15 meslek lisesi ve dengi okul, 3 özel okul, 2 özel ana okul ve 94 okul öncesi ana sınıfı vardır.
  
KÜLTÜR & TURİZM

  Edirne, Anadolu’yu Avrupa’ya birleştiren bir konumda olması nedeniyle zengin bir kültüre de sahiptir. İl genelinde Osmanlı Türk kültürünü yansıtan 612 tarihi eser vardır. Bu eserlerden bir bölümü (ki bunlar Selimiye Camii, Üç Şerefeli Cami, Kervansaray, Meriç Köprüsü, Eski Cami v.b.) sağlamlığını korumakta olup halen kullanılmaktadır. Bunlara benzer bir bölüm tarihi yapı da restore edilmektedir.  Ayrıca il genelinde 29 adet SİT alanı mevcuttur.


KAYNAK: